Gülenyüz, doğduğunda güler yüzlü bir çocuk olduğu için ailesi ona Gülenyüz adını koymuş. Sekiz yaşında. İkici sınıfa gidiyor. Lokma adında sevimli, onu çok seven bir dedesi var. Annesinin adı Duygu. Kimya öğretmenliği yapıyor. Babası mühendis, adı Bilgin. Dedesi Lokma ona hep çok bilmiş der. Bir de lise birinci sınıfa giden Ufuk adında bir abisi var. Onu çok sever. Ara sıra oyuncak bebeklerini sakladığı için ona çok kızar. Gülenyüzün en çok sevdiği arkadaşının adı Can. En çok onunla oyun oynar. Özellikle de yaz tatilinde. Bahçede buluşup saatlerce oyun oynarlar. Can, bugün Gülenyüzgillere geldi. Hemen oyuna başladılar. İp atladılar. Körebe oynadılar. En çok da kovalamaca oynadılar. Bir ara dut ağacının altına gelip kitap okumaya başladılar. Can, bahçedeki dut ağacının serin gölgesinde mışıl mışıl uykuya daldı. Gülenyüz, su içmek için içeri geçti. Cıvıl cıvıl ötüşen kuşlar, ağustos böcekleriyle eşsiz bir koro oluşturmuş tu. Can, birdenbire acı içinde uyandı. O da ne! Kulak memesini bir karınca ısırmış bırakmıyor du. Karıncayı tutup hafif çekti. Karınca da amma inatçıydı. Bir türlü bırakmıyordu ısırdığı yeri.