‘’Cem Sayan, salonun ortasında delirmiş gibi bağırırken bir yandan eline geçen her şeyi sağa sola fırlatıp kırıp döküyor bir yandan da çocukları elinden kaçıran İdris’e küfürler yağdırıyordu. O kadar öfkeliydi ki; içindeki ses bile susmuş onu dinliyordu. Cem Sayan aynı anda birçok şeye öfke duyuyordu aslında. “Küçük sıçanlar” dediği yeğenleri sadece kaçmakla kalmamış, onun yıllardır bin bir emekle meydana getirdiği laboratuvarını da dağıtarak gitmişlerdi. Bütün deneysel çalışmaları neredeyse yok olan Cem Sayan: “Ne cüret ama!” diye düşündü. Bunu, onlara pahalıya ödetmesi gerekiyordu ama şu anda onun için asıl sorun onların nerede olduklarıydı.’’ ‘’Yolculuk’’ ile başlayan dört kardeşin nefes kesen macerası bu kez ‘’Kaçış’’ ile devam ediyor. |