
TÜRK EDEBİYATI VAKFI-DERGİ
Liste Fiyatı: 1,71 €
Kitapavrupa Fiyatı: 1,11 €
SATIŞ VAR (Geçici Olarak Temin Edilemiyor)
Sevgili Türk Edebiyatı okurları
Sonbahara adım attığımız bugünlerde, sizleri 587. sayımızla selamlamanın mutluluğunu yaşıyoruz. 28 Ağustos 2015’te Hakk dergâhına yüz tutan, vakfımıza ve dergimize büyük hizmetler veren Servet Kabaklı’yı rahmetle anıyoruz.
Bu ayki dosya konumuz büyük Usta Neşet Ertaş… Abdurrahim Karakoç: “Mecnunlar Mevla’yı bulursa canda/ El olur Leylalar ela gözlü yar” diyor bir şiirinde. Bu dizeler sanki bozkırın “Garip” ozanı Neşet Ertaş için söylenmiş. Neşet Ertaş’ı dinleyenler onun gerçekten de Leyla köprüsünden geçip Mevla’ya doğru yol alan bir garip yolcu olduğunu göreceklerdir. Ezgileriyle Türk dünyasını da kuşatan, sazıyla göklere velvele salan bu büyük ustayı bir kez daha rahmetle anıyorum.
“Gönül Dağında Bir Garip” başlıklı yazısında Ziya Avşar, onun yalın ancak samimi bir dil ve gönülle ulaştığı irfan kapısına, bu vadide kitaplar ve lügatler içinden fırlayıp velvelesi cihanı saran nice adamların bir ömür ulaşamayacağını dile getiriyor. Neşet Ertaş’ın iki büyük yolculuğundan bahsederken hakikat kapısına nasıl ilerlediğini vurguluyor.
Ömür Ceylan, musikimiz adına önemli bir karşılaşmayı ele aldığı yazısında Zeki Müren ile Neşet Ertaş’ın ilk buluşmasını anlatıyor; saygı ve sevgi abidesi Zeki Müren’in Neşet Ertaş musikisine hayran oluşunu, Neşet Ertaş’ın ise onu dinledikten sonra ruhunda yankılanan “bozkır içimizde” feryadının sebebini gösteriyor.
Uzun yıllar Neşet Ertaş ile saz yoldaşlığı da yapan Bayram Bilge Tokel, onun Abdal musikisi geleneğini kendi temelleri üzerinde değiştirme dönüştürme girişimden bahsediyor, Neşet Ertaş’ın bunu, sanatı bir çıkar ve şöhret kapısı olarak değil samimi ve dürüstçe yapılan bir “gönül hizmeti” olarak gördüğü için başardığını dile getiriyor.
Bu sayımızdaki söyleşi konuğumuz ise Neşet Ertaş’ın türkülerini can özünden akan billur ırmaklarca arı ve duru şekilde ifa eden Azerbaycanlı sanatçı Elnare Abdullayeva. Bu usta muganni, onu dinledikten sonra sonsuz bir deryaya düştüğünden bahsederken Usta’yı anlamak ve kavramak için bir sanatçının belli bir kâmillik döneminden geçmesi gerektiğini vurguluyor.
Salahaddin Bekki, Neşet Ertaş’ı gelenekten kopmayan ama geleneği yeni bir üslup ve tarz ile sunan ve böylece bozkırdan dünyaya bir köprü salan evrensel bir sanatçı olarak değerlendiriyor
Neşet Ertaş ile aynı bozkırın çocuklarıyız biz. Zeki Bulduk kardeşimiz de Neşet Ertaş sazının dem aldığı bozkırdan sesleniyor bu yazısıyla. Geleneğin son halkası olarak gördüğü bu Ulu Abdal’ın türkülerinden dem alarak hem de...
Abdurrahman Deveci ata yurtlardan ses veriyor sesimize, Türkmensahra’dan ululuyor Neşet Ertaş’ı. Bozkır’ın yanık sesi Neşet Ertaş’ın türkünün şekline değil ruhuna daldığını, kendi iç sesini dinleyerek okuduğunu, onun bu özelliğinin Orta Asya’nın bahşı ve ozanlarıyla aynı olduğunu vurguluyor.
Özge Manas ise aşk atına binip yeldirirken birdenbire hicran ocağına düşen ama gözünün önündeki Leyla perdesi çekilince hakikatte “bir” olan yâri aramaya başlayan Son Mecnun’u anlatıyor.
Ayrıca dosya yazılarımızın başına yerleştirdiğimiz karekodlar ile sizin için seçtiğimiz Neşet Ertaş türkülerini dinleyebilirsiniz.
İsa Kocakaplan geçen sayımızdaki yazısının ikinci bölümüyle, Abdullah Uçman, bu ay Hakk’a yürüyen Kemal Eraslan’ı andığı yazısıyla, Cemal Kurnaz ise “anlatamamak” üzerine bir denemesiyle yer alıyorlar bu sayımızda. Dergimize hikâye ve şiirleriyle katkı sunan yazar ve şairlerimize minnettarım.
Herkese iyi okumalar diliyorum.
İmdat Avşar
Genel Yayın Yönetmeni
Baskı Sayısı
1
Dil
TÜRKÇE
Sayfa Sayısı
587
Cilt Tipi
Karton Kapak
Kağıt Cinsi
Kitap Kağıdı
Boyut
19.5 x 27 cm
Yorum Ekle