"Onun bana sevgisini göstermesi hiçbir zaman sessiz fakat anlaşılması kolay yalvarışlarımdan kaynaklanmıyordu. O beni en beklemediğim anlarda seviyordu. Sonra kişiliği üzerinde düşündüğüm zaman babamın ne bana, ne de aile hayatına önem vermediğini anladım. O bambaşka şeyleri severdi. Bu şeylerinde mümkün olduğu kadar tadını çıkarmıştı. Bir gün bana: - Alabileceğin kadarını al! Ama kendini başkalarının eline düşürme! Hayatın gerçeği kendi kendinin olmaktır, demişti.
Başka bir gün, genç bir demokrat sıfatıyla ona özgürlükten bahsetmeye kalkmıştım. O gün benim "iyi" dediğim bir hali vardı. Böyle zamanlarda onunla her şey konuşulurdu. - Özgürlük mü? dedi. İnsana özgürlüğünü kazandıran şeyin ne olduğunu biliyor musun? - Hayır bilmiyorum. Nedir? - İrade. Bizzat insanın kendi iradesi. İradenin vereceği güç özgürlükten üstündür. İstemesini bil. Hem özgür olursun; hem de hükmedersin.