London, Demiryolu Serserileri’nde serserili-ği, başıboşluğu ve suça yatkınlığı 19. yüz-yılın son çeyreğinde Amerika’da yaşanan ekonomik bunalımın sonunda, Amerikan yaşama tarzının ince, çarpıcı bir eleştirisine dönüştürüyor. Bu otobiyografik metin, iş bul-ma ya da seslerini duyurma kaygısıyla dö-nemin en modern ulaşım aracı olan trenleri kullanarak umuda yolculuk yapan insanları ironik bir üslupla anlatırken, okuru da adeta gerçekliğin katlanılmazlığından koruyor.