Kapat

MENÜ

  • Arama
  • Hakkımızda
  • Anasayfa
  • Kampanyalar
  • Kategoriler
  • Sepetim
  • Alışveriş Listem
  • Favoriler
  • Üyelik
Navigation
Geri

Ayraç Aylık Kitap Tahlili ve Eleştiri Dergisi Sayı:87 Ocak 2017

Kolektif  

AYRAÇ DERGİ

Liste Fiyatı: 0,34 €
Kitapavrupa Fiyatı: 0,22 €
SATIŞ YOK (TÜKENMİŞ)
Alışveriş Listeme Ekle
Favorilerime Ekle
  • Genel Bakış
  • Künye
  • Yorumlar
  
    “İyi Okurlar İyi Yazarlardan Çok Daha Az!”
Kitapçı “dükkanlarının” ortada, masa üstünde duran kitaplarına bakalım, hep aynı klasikler, hep aynı yazarlar: Aylak Adam, Anayurt Oteli, Tutunamayanlar, Kürk Mantolu Madonna, (e artık yani nihayet!) İçimizdeki Şeytan, Satranç, Bülbülü Öldürmek, Küçük Prens, 1984, Çavdar Tarlasında Çocuklar, Yabancı, Otomatik Portakal, Albertina Kayıp... vs. vs. Liste uzatılabilir.
Alışverişin olduğu yerde piyasa başlar “çok satanlar” piyasası. Bir moda. Ve bir zaman sonra, kitle kültürünün parçası -moda- olan şey estetik değerini ve sanatsal anlamını yitirmez mi? O kitapları herkes okur, kaç kişi anlar? Ne anlar? Selim İleri gibi soralım: “Okur İçimizdeki Şeytan'ı okuyor, oradaki dramı anlıyor mu?” Sahih okur, metnin içine gömülü anlamı bir mücevheri arar gibi kazıp-bulup çıkartansa... O kitap bir klasik nasıl okunmalıysa, öyle okunmuyorsa, o kitabın klasikliğinden, zamana direnmişliğinden “eser” kalır mı? 
Bunlar vitrinde olduğu için mi; yoksa sabırla okuma listelerini takip edenlerce “artık sıra bunda” diyerek mi tercih ediliyor? Görünen o ki ortada kişisel okuma gündemi bulunan “sahih okurlar” değil, sloganlarla konuşan kalabalıklar var. Kaybedenler kulübüne dünden hevesli. Hızlı bir çağın çocukları onlar: kelimeleri budanmış, cümleleri yüz kırk karakter sınırına takılmış. Yorum beğenen, tweet atan; kahve fincanı yanında kitap fotoğrafı paylaşan. Durup dinlenmeye, okuyup düşünmeye vakitleri yok.
Halbuki sahih okurluk “sabır” istiyor: yazarın metne sakladığı anlamı keşfetmek, romanın (ya da hikayenin) merkezine ulaşmak için. “Saf ve Düşünceli Romancı” isimli kitabında, “Romanları diğer edebi anlatılardan ayıran şey, gizli bir merkezleri olmasıdır. Romanların onları okurken varlığına inandığımız ve aradığımız gizli bir merkezleri vardır” diyor Orhan Pamuk.
Sabahattin Ali bugün çok popüler olan o romanını neden yazdı? Kitabın merkezi ne? Raif Efendi'nin günlüklerini okumak bizi nereye götürecek? Okur, “Kürk Mantolu Madonna”nın merkezini keşfettiğinde, asıl işte o zaman Sabahattin Ali ile aynı noktada buluşacak: onu gerçekten anlayacak! Sabahattin Ali gibi -üstelik toplumcu- bir yazar yalnızca hüzünlü bir aşk hikayesi anlatıyor olamaz değil mi? Ya da Oğuz Atay'ın “Tutunamayanlar”ı: salt bir “varoluşçu bunalım” anlatısı mıdır? Tehlikeli Oyunlar, Korkuyu Beklerken ya da ötekiler, yazarın tuttuğu “Günlük”ün ışığında okunsa; ya da okunuyor mu? 
Oğuz Atay'ın o büyük sorusu hala yanıtsız, hala havada: “Ben buradayım sevgili okuyucum, sen neredesin acaba?”
 Ve Borges haklı galiba; “iyi okurlar iyi yazarlardan çok daha az!”
ISBN
00
Baskı Sayısı
1
Dil
TÜRKÇE
Cilt Tipi
Karton Kapak
Kağıt Cinsi
Kitap Kağıdı
Yorum Ekle
Close

Yorumunuz

www.kitapavrupa.com'a git.