
Kolektif
AYRAÇ DERGİ
Liste Fiyatı: 0,34 €
Kitapavrupa Fiyatı: 0,22 €
Bu ay İstanbul için TÜYAP Kitap Fuarı’yla sembolik hâle gelen bir okuma, yazarla okuru buluşturma ve tefekkür ayı olarak kabul edilebilir. Şehirden oldukça uzakta olsa da, fuar alanının şehrin dört bir yanından gelen okurlar için anlamı büyük. Ayraç toplantılarımızda, bu ayki konunun İstanbul olacağını ve yeni sayımızın da, fuarda yer alacağını konuşurken, daha önce hiç sorulmadığını düşündüğümüz bir soruyu sorduk: İyi de İstanbul ne ki? 2010 Avrupa Kültür Başkenti vesilesiyle, İstanbul’la ilgili birbirinden ilgi çekici kitaplar yayınlandı. Şehrin kültürü ve tarihi üzerine yazılan pek çok makale, İstanbul’un semtlerine öznel bakışlar sunan parçalardan oluşan kitaplar, artık klasikleşen “Eski İstanbul” hatıraları, mimarîyle alakalı bilimsel nitelikte yayınlar... İstanbul’un ne’liğine dair neredeyse hiçbir şey söylemeyen bu İstanbul literatürünü taramak ve TÜYAP’ta görücüye çıkacak alelade bir sayı hazırlamak istemedik. Onun yerine yeni bir şey denedik: ‘Öteki’ öteki İstanbul!
Özellikle 1990’lı yıllar, İstanbul’la ötekisi arasındaki mücadeleye dair çok ciddi çalışmalara sahne oldu. Şehrin artık vazgeçilmez bir parçası olan gecekondu mahalleleri, varoşlar, bir bakıma meşhur İstanbul kavramının karşısına dikildi. “İstanbullu olmak” kavramı yepyeni anlamlar kazandı. Şehrin dokusundaki elitizm, görünür oldu. Bu arada iki yakayı birbirine bağlayan köprüler, sınıfsal köprülere dönüştü. Karşılaşma imkânları arttı. Ancak 2010 yılında, öteki İstanbul da, İstanbul’un kendisi gibi muğlâk bir kavrama dönüştü. Bugüne kadar hiçbir şekilde cevaplanmayan, “İstanbul nedir?” sorusunu, sorabilmek için ötekine bakmanın da kışkırtıcı olmaktan başka fonksiyonu kalmadığını düşünmeye başladık. Bu arada, inşaat sektörünün, kentsel dönüşümün ve yaşam alanlarının genişlemesinin etkilerini de gözlememiz gerekiyor. Her yeni yaşam alanı, yeni bir literatür imkânı, yeni bir bakış ve perspektif sunuyor çünkü. Bunu es geçmemek adına, dosya konumuzu, İstanbul’un belki de hiç bahsedilmeyen, adeta görünmeyen, sınıfsal ya da tarihsel/kültürel bakışlara sığdırılamayan semtleri üzerine inşa etmeye karar verdik.
“İstanbul Tuzla’dan başlar!” tabelasının hatırlattığı sınırları, Esenler’in ve Gaziosmanpaşa’nın artık konuşulmayan kısımlarını, kentsel dönüşümle birlikte genişleyen yaşam alanlarını tartışmaya açıyoruz. Bunu yaparken, Ahmet Gürsoy’la New York ve İstanbul arasındaki “çok-kültürlülük” ve “parçalı şehircilik” benzerliklerini, Deniz Yonucu’yla da ‘öteki İstanbul’un sınıfsal tarihini, kentsel dönüşümün vaat ettiği ‘sahte rüyayı’ konuştuk. Bir yandan global bir şehre dönüşen İstanbul’a yeni ufuklar çizerken, diğer yandan şehrin varoşlarındaki yerelliğe mahkûmiyetin dip-sınırlarını görmeye çalıştık. Ümit Meriç’le, İstanbul’un ne’liğine dair bir sohbet yaptık. Bu sayıdaki dosya konumuzla, İstanbul’la ilgili yeni çalışmalar yapılabileceğini, birbirinden farklı İstanbul’lar oluşturmanın imkânlarını kışkırtmak istiyoruz. 2010’dan bakıp da konuşabileceğimi birden fazla İstanbul var...
Baskı Sayısı
1
Dil
TÜRKÇE
Cilt Tipi
Karton Kapak
Kağıt Cinsi
Kitap Kağıdı
Boyut
21 x 29 cm
Yorum Ekle