Bizler, hepimiz ve her şey tek bir bütünü oluşturuyoruz. Kocaman bir bütünüz... Görüntü olarak birbirimizden ayrı gibi dursak da, öyle olduğunu sansak da bizler, sadece o kocaman bütünün küçük parçalarıyız. Benmerkezci yapımız, duygularımız, sahiplenmeyi ve ‘benim’ demeyi çok seviyor. Bu ev benim, sen bu evde kalamazsın. Bu mahalle benim, siz bu mahallede yaşayamazsınız. Bu ülke bizim, yabancılar gitsin. Kuşlar bizim göklerimizde uçar. Köpekler bizim arazilerimizde dolaşır. Böcekler bizim evlerimizde yaşar. Ve böyle sürer gider...
Bizler, kurtlar, kuşlar, böcekler ve bütün diğer canlılar, hepimiz, bu evrende birlikte yaşarız. Hepimiz bu evrenin minik minik parçalarıyız. Hepimiz bir araya geldiğimizde bu evreni oluştururuz. Biz ancak ve ancak hepimiz birlikte varolduğumuz müddetçe ‘tam’ oluruz. Herhangi birimiz, herhangi bir şeyimiz eksik olursa biz de eksik oluruz. Sizler, bizler ve onlar olmasaydı; sizler, bizler ve onlar eksik kalırdık.
BENİ BUNCA YILDIR AİKİDO İLE İÇ İÇE YAŞATAN İŞTE BU ANLAYIŞTIR. BENİM AİKİDO'M BUDUR