1888 yılında İstanbul’da doğmuştur. Galatasaray Lisesi’nde ve Hukuk Fakültesinde eğitim alan sanatçı, bir süre memurluk yapmış, II. Meşrutiyet’in ilanından sonra gazetecilik ile uğraşmaya başlamıştır. Tercüman-ı Hakikat gazetesinde mütercimlik ve muhabirlik yaptı. Yazıları yüzünden ilk önce Sinop’a daha sonra Çorum, Ankara ve Bilecik’e sürgün olarak gönderildi. İstanbul’a dönünce bir süre Türkçe öğretmenliği yaptı. PTT (Posta ve Telgraf Teşkilatı) Genel Müdürlüğü’ne getirildi. Bu sırada Hürriyet ve İtilaf Fırkası’na üye oldu ve İstiklal Savaşı aleyhine yazdığı yazılarından ötürü vatan hainliği suçuyla yüzellilikler listesine girerek Beyrut ve Halep’te sürgün hayatı yaşadı.
Bu sürgünlerdeki gözlemleri ise bir diğer önemli hikâye kitabı olan “Gurbet Hikâyeleri”ne yansımıştır. Mustafa Kemal Atatürk’e yazdığı şiir ve mektuplarla 150’likler listesindekilerin affedilmesinde çok büyük rol oynadı. Af kanunu ile yurda döndü, daha önceden çıkardığı Aydede adlı mizah dergisini tekrar yayınladı. Sürgün sonrası dönemde daha çok romanla uğraşan Refik Halit, eserlerindeki güçlü gözlemleriyle dikkat çeker. Olayları ve kahramanları en ince ayrıntılarına kadar görmeyi başaran sanatçı, bu özelliğiyle eserlerinde yoğun bir gerçeklik duygusu uyandırır. Türk Edebiyatı’nda ilk defa Anadolu’yu tanıtan eserleri ile ismini duyurmuş, yergi ve mizah türündeki yazıları ile de ün yapmıştır. Hikâye ve romanlarını üstün gözlem yeteneğiyle oluşturmuştur. Olay ve kişileri en ince ayrıntısına kadar yansıtmıştır. Kişilerin iç dünyasına pek eğilmez. Eserlerinde tasvirler de başarılıdır. Konuşma dilini tüm canlılığıyla yansıtır. Kıvrak ve sürükleyici bir anlatımı vardır. “Kirpi” takma adıyla siyasal mizah yazıları yayımlamış, bunları “Kirpi’nin Dedikleri” adlı yapıtında toplamıştır. Bu yazılarından dolayı bir süre sürgüne gönderilmiştir. Romanlarının çoğunda aile kavramını ele almıştır. Sanatçının en bilinen eseri, yazarın 1908-1919 yılları arasında yazdığı ve 17 öyküden oluşan “Memleket Hikâyeleri”dir.Bu eserdeki kahramanlar genellikle orta tabakaya ait insanlardır. Refik Halid Karay’ın ilk romanı, “İstanbul’un İçyüzü” adlı eseridir. Bu romanda; ana olay yoktur, birbirinden bağımsız olaylar ve kişiler ayrı ayrı bölümlerde verilmiştir, eski ve yeni yaşam tarzları karşılaştırmıştır. Bu bakımdan bu roman, edebiyatımıza büyük bir yenilik kazandırmıştır. Yazarın bir diğer romanı ise “Bugünün Saraylısı” adını taşır. Bu romanda; II. Dünya Savaşı sırasında, İstanbul’da yaşayan yabancılara verilen yüksek değer ve yabancı hayranlığı anlatılır. Psikanaliz içeren bölümler de vardır.
Gözleme dayanan eserlerinde, tasvirler, portreler, benzetmeler kullanarak, sade, akıcı dili, güçlü tekniği ile 20. yüzyıl romancıları arasında seçkin bir yere sahip olmuştur. İstanbul’u bütün renk ve çizgileriyle yansıtarak Türkçeyi ustalıkla kullanan Refik Halit, Türk edebiyatına birçok eser kazandırmıştır.
18 Temmuz 1965’te İstanbul’da hayatını kaybetmiştir.
Yükleniyor...